TÜİK’in verilerine göre, en yüksek gelir grubundaki yüzde 20’lik kesimin toplam gelirin yüzde 48,1’ini alırken, en düşük gelir grubundaki yüzde 20’lik kesimin payının ise sadece yüzde 6,3 olarak kayıtlara geçtiğini vurgulayan Milletvekili Karal, bu durumun, gelir adaletsizliğinin ve yoksulluğun ülkedeki ciddiyetini bir kez daha ortaya koyduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin ardından zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul hale geldiğini belirten Karal, “Gelir dağılımındaki bozulma, Türkiye’deki ekonomik sistemin dar gelirli vatandaşların üzerine daha fazla yük bindirdiğini ve orta direğin yok edilmesine yol açtığını ortaya koyuyor. 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu da, bu durumu teyit eder nitelikte. İktidar, yoksul vatandaşların sırtına yeni yükler eklemeye devam ederken, gelir adaletsizliğini derinleştiriyor” şeklinde konuştu.
Milletvekili Karal, 2025 yılı için belirlenen 22 bin 104 liralık asgari ücretin, Birleşik Kamu-İş’in açıkladığı açlık sınırının altında kaldığını ifade etti. Bu verilerin vatandaşları açlığa ve yoksulluğa mahkum ettiğinin göstergesi olduğunu sözlerine ekleyen Karal, şöyle devam etti:
“Ülkemiz ne yazık ki bir yoksullar toplumu haline geldi. İktidar, sosyal yardımları bir lütuf gibi sunarak vatandaşları kendine bağımlı hale getirme stratejisi izliyor. Ancak bu durum ekonomiyi yönetememelerinin bir sonucudur. Gerçek verilerin gizlenmesi, ekonomi yönetiminin olmadığını, bunun yerine bir algı yönetimi yürütüldüğünü gözler önüne seriyor. Ekonomik krizle gerçekten mücadele edilebilmesi için şeffaflık şarttır.”
Hibya Haber Ajansı