Özel’in konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Sağ olsun tüm genel başkanlar, harika ev sahiplikleriyle, deneyimleriyle, katkılarıyla tek hedefin bu ülkeyi tekrar hukuk devletiyle, gerçekten adaletle, hem mahkemedeki adaletle, hem ekonomik adaletle tanıştırmak gerektiği noktasında birbirimize çok kıymetli katkılarda bulunduk. Çok değerli görüşlerinden istifade ettik.
Bundan sonra da siyasi partileri ziyaret etmeye, bu temasları sürdürmeye, muhalefeti bir ve bütün halinde şu anda Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurulduğu gün olduğu gibi 31 Mart’ta olduğu gibi, bugün de Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisi olduğunun bilinciyle kimseyi itmeden, kenara ayırmadan, unutmadan, geride bırakmadan, yalnızlaştırmadan, asla kibre kapılmadan bir büyük mücadeleyi hep beraber vermeye kararlıyız.
Türkiye’nin neresinde bir haksızlık, hukuksuzluk, hak arama mücadelesi, birinin yanan canı, yanında durması gereken birisi varsa o birisi, Cumhuriyet Halk Partisi, onun milletvekilleridir. Karıncanın kardeşi vardır, ezdirmeyiz. Onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi’dir.
Eskiden koyun can, kasap et derdindeydi. Şimdi koyunun can derdi kalmadı, kasap can derdinde. Çünkü kasapta koyun, et alan kimse kalmadı.
Her dokunduğumuz ağladı, sızladı, şikayet etti, yardım istedi. Ona rağmen Erzincan’dan umutsuzluğu değil, umudu büyüterek geldik. Can Erzincanlılara sandığın sözünü, iktidarın sözünü vererek geldik.
Bolu’daki yangın faciasında 36’sı çocuk, 78 canımızı kaybettik. Bugün 35. gün. İlk gün Bolu’daydık, 7. gün buradan hatırlattık. Her hafta hatırlatıyoruz ve her hafta rezaletin yeni bir perdesini aralıyoruz. ‘Ucu nereye giderse gitsin’ diyenler, her beraber gün kongreye gittiler.
Maalesef sahte alkolden ölümler devam ediyor. İstanbul’da 70, Ankara’da 65 kişi toplam 135 kişi öldü. Bu raporu, bir komisyon kuralım, bu sorunu inceleyelim diye geçen dönem teklif ettik, reddettiler. Yine teklif ettik, yine reddettiler.
Rakı, alkol meselesi, dokunulmaz değildir. Senden, ondan, bundan gizlenecek bir değildir. Utanılacak bir şey değildir. Bu insanlardan aldığını fahiş vergiler, hayat tercihi vergileri ve yaptığın bu vergilerin tamamının ideolojik olması ayıptır. Ne içki içen suçludur ne de sen onu yargılayacak makamdasın. Sen kimsenin tercihini, yediğini, içtiğini, giydiğini, giymediğini sorgulayacak makamda değilsin.
Sen esas vereceksen OECD ülkeleri içinde Türkiye’nin gıda enflasyonunda birinci olduğunun, gıda enflasyonunun yüzde 44 olmasının, 32 OECD ülkesindeki ortalamanın yüzde 4 olmasının hesabını ver.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin değerli grubuna, milletvekillerine önerim şudur: Bu askıda buğday işi tutarsa biz de yürekten destekleyelim. Ama daha kolay bir yolu var. Askıda vicdan uygulamasını sona erdirin. Askıda vekil uygulamasını sona erdirin. Askıya koyduğunuz milletvekilliğini ve vicdanınızı alın hep beraber bu memleketin sorunlarını konuşalım.
Eskiden bolluk ve bereket ayı olarak anılan, karşılanan ramazan, şimdi emeklinin, asgari ücretlinin yokluk ayı olarak korkuyla, endişeyle bekleniyor. ‘Bu ramazan nasıl geçecek?’ diye herkes hesap, kitap yapıyor. Geçen sene 900 liraya satılan ramazan kolileri bin 600 liraya çıktı.
Eskiden emekli ikramiyesiyle ev, araç alınabiliyordu. Bugün Türkiye’de iktidarın yarattığı sorunların başında barınma ve konut geliyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye ant içen 5 askeri ihraç ettiler. Orada Disiplin Kurulu’nun başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı kurmay başkanıydı. Korgeneral Tevfik Algan. Bu ihraca şerh koydu, itiraz etti. Ardından Algan’ın bu tutumundan rahatsız olanlar, Algan’ı sürgüne yollamak istediler. Algan, onlara gerekli cevabı istifa dilekçesini basarak verdi. O süreçte Algan’a kimin baskı yaptığını, o süreçte teğmenlerin ihracı için kimin çırpındığını, bu sürecin medyada köpürtülmesi için kimin uğraştığını biliyorum.
Bir ülkede iktidar, muhalefete muhalefet etmez. Bir ülkede muhalefet, iktidara muhalefet eder. Eğer iktidar, muhalefete muhalefet etmeye başladıysa psikolojik olarak iktidar el değiştirmiştir. Yani Tayyip Bey, haklıdır. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisidir. Artık AK Parti de geleceğin ana muhalefet partisidir.
Adalet ve Kalkınma Partisi’ne geçen kimi milletvekillerinin, neler istediklerini ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin hangi ilkesel cevabı vererek reddettiğini gerekmedikçe ifade etmeyeceğim.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne katılan her milletvekili, partisinden makul süre önce ayrılıp, hem de seçmeni kaydırmayıp aynı ittifakla aynı yön ve yönelimde Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelen partinin ideallerine, hedeflerine uygun hiçbir bir zerre pazarlığın içinde olmamış vatansever kardeşlerimizdir. Hepsinin bir kez daha ellerinden, alınlarından öpüyorum.
Siyasi böyle yapanlarla yol yürümeye devam edeceğiz. Öyle yapanlar, olmaz olsun. Bizden ırakta olsun.
Ülkemizdeki tüm bu adaletsizlerin, yoksulluğun, baskıların, yasakların ortadan kaldırılması için hep beraber yeni bir yola çıktık. 23 Mart’ta cumhurbaşkanı adayımızı belirleyecek ve tüm tartışmaları geride bırakarak yepyeni bir yürüyüşe başlayacağız.
İktidar yolculuğumuz başlıyor. 86 milyon geleceğe umutla ve güvenle bakmak istiyor. Ekonomi, adalet, demokrasi krizleri yaratan düzeni değiştirmek için, Türkiye’yi hak ettiği yere taşıyabilmek için, umudu, güveni var etmek, tasayı, kaygıyı defetmek için bu yolculuğun adı iradedir. Kayıtsız, şartsız milletin iradesini aramaktadır.
Bu yolculuğun adı karardır. Halkın kararını aramaktadır. Bu yolculuğun adı iktidardır. Milletin iktidarını hedeflemektedir.
Bu seçim, bir demokrasi devrimi, bir demokrasi şölenidir. Bu seçim, getireceğimiz erken seçim sandığının öncü ama kararlı adımıdır. Bu seçim, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek iktidar yolculuğumuzun ilk adımıdır.
Gel ki krizlere, yoksulluğa, karanlığa birlikte son verelim. Gel ki ülkenin kaderini birlikte değiştirelim. Gel ki zengin ve zenginliğin, adil ve eşit paylaşılan bir ülke olacağı Türkiye’yi birlikte kuralım.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihin akışını değiştirmeye, o akışı değiştirecek adayı belirlemeye her birinizi davet ediyorum. Gelin, seçin ve tarihe geçin.”
Hibya Haber Ajansı