Altun’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Belirsizlikler, korku yaratır. Belirsizlikler, endişe yaratır. Belirsizliğin hakim olduğu ortamlarda aktörler, kahir ekseriyetle hareketsiz kalır. Ortamı gözler, pasif kalırlar. Böyle yapmaya devam ettikleri müddetçe de öngörülemeyen gelişmeler, aktörleri, durumları daha zorlu meydan okumalarla baş başa bırakır.
İçinde yaşadığımız şu belirsizlik çağında küresel alanda tam da böylesi bir tutulma haliyle karşı karşıyayız. Ne yazık ki bu tutulma hali çoğu kez çaresizliğe ve sorunların kökleşmesine yol açıyor.
Uluslararası ilişkiler alanı, giderek daha fazla kendi köşesine sinmiş, inisiyatif alamayan, dış gelişmelere göre belirlenen etkisiz aktörlere tanıklık ediyor. Küresel alanda bu aktörlerin yaşanan olumsuzluklar, krizler, zulümler karşısında aciz kaldıklarına ve dahası bu acziyet nedeniyle bu krizlerin, zulümlerin parçası haline dönüştüklerine şahitlik ediyoruz.
Son 23 yılda Türkiye, bölgesinde cereyan eden olaylara, yanı başında ortaya çıkan risklere, küresel düzlemde hakim olan belirsizliklere karşı bu tür bir acziyet sergilemeyen bir aktör konumundadır.
Tarih, Suriye konusunda Türkiye’nin haklılığını bütün dünyaya ispat etmiştir.
Son 13 yılda Suriye’de yaşanan zulüm, küresel güç odaklarının hem acziyetini hem de fırsatçılığını ortaya koymuştur. Bunu çok açık ve net bir şekilde ifade etmek zorundayız. Bu süreçte sözüm ona birçok gelişmiş ülke ve uluslararası aktör, Suriye’deki krizin çözümüne katkı bulunmak şöyle dursun vekalet savaşları aracılığıyla krizin derinleşmesine hizmet etmiştir.
İnsani yardım noktasında yerlerinden, yurtlarından, vatanlarından edilen milyonlarca Suriyelinin acılarını dindirmek bir yana onlara kapılarını kapatmak için her türden insanlık dışı yönteme başvurmuşlardır.”
Hibya Haber Ajansı