A1 Capital’den dünyadan haberler

İstanbul, 23 Ekim (Hibya) - A1 Capital, dünyada manşet olan haberlere ilşikin değerlendirmeler yaptı.

A1 Capital'in raporunda, Financial Times'a göre Türkiye, ABD'nin uyarısının ardından Rusya'ya askeri bağlantılı malların ihracatını yasakladı.

Raporda şu bilgilere yer verildi:

"FT kaynaklarına göre Ankara geçtiğimiz haftalarda gümrük sistemlerini güncelleyerek Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı için kritik olduğu düşünülen 40'tan fazla ABD menşeli ürünün ihracatını durdurdu. Yeni kısıtlamalar silahlarda kullanıldığına inanılan mikroçipler, işlemciler ve kontrol sistemleri gibi malları hedef alıyor. Habere göre Türk bankaları da ABD'nin yaptırım tehditlerinin ardından geçtiğimiz yıl Rus kuruluşlarla olan işlemlerini azalttı. Rusya'ya ihracatla ilgili güncellenen politika siyasi hassasiyetler nedeniyle kamuoyuna duyurulmadı.

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Federasyonu'na ziyareti dolayısıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz vekalet edecek. Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın vekalet etmesine dair tezkere, Resmi Gazete'de yayımlandı. Tezkereye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 23-24 Ekim'de Rusya Federasyonu'na ziyarette bulunacağından, dönüşüne kadar Cumhurbaşkanlığına; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 106'ncı maddesi uyarınca, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz vekalet edecek.

"Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ne ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunuşunu gerçekleştirdi. Yılmaz, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ne ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yaptı. Bütçe giderlerinin 2023'te 6 trilyon 588 milyar lira, bütçe gelirlerinin 5 trilyon 208 milyar lira, bütçe açığının 1 trilyon 380 milyar lira ve faiz dışı açığın 706 milyar lira olduğunu söyleyen Yılmaz, bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 5,2 olduğunu belirtti. Yılmaz, 2022'ye göre 2023 yılında bütçe açığının yükselmesinde 960 milyar liralık deprem harcamalarının etkili olduğunu aktararak deprem harcamaları hariç bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 1,6 olarak gerçekleştiğini ifade etti.

"Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Vergi gelirlerinde sağlanan iyileşmeyi vatandaşlarımızın refahı ve ülkemizin istikrarı için verimli alanlara yönlendireceğiz” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, HAK-İŞ Konfederasyonu 49. Kuruluş yıl dönümü programına katıldı. Yılmaz, çalışma hayatını ilgilendiren konularda temel ilkelerinin, çalışanı ve işvereni mağdur etmeden uzlaşı zemininde buluşmak olduğunu, son yıllarda çalışanın ücretinde önemli iyileştirmeler yaptıklarını ifade etti. Asgari ücretle bu ücrete kadar tüm gelirleri her türlü vergiden istisna kıldıklarını bildiren Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bu kanunu düzenlemeyi yapmamış olsaydık, asgari ücret ve asgari ücrete kadar tüm gelirlerden vergi alıyor olsaydık ne kadar vergi alacaktık diye baktığınızda 2025’te 810 milyar lira gibi bir rakamla karşılaşıyoruz. Yani 810 milyar liradan kamu olarak vazgeçtik biz. Maliyemiz vazgeçti" dedi.

"Bank of America CEO'su Brian Moynihan, Fed politika yapıcılarını faiz indirimlerinin büyüklüğünde ölçülü olmaya çağırdı. Moynihan, Bloomberg TV'ye verdiği röportajda, Fed'in 2022'de borçlanma maliyetlerini yükseltmede "oyuna geç kaldığını" ve şimdi indirimlerle çok ileri gitmediklerinden emin olmaları gerektiğini söyledi. "Yüzde 4'lük işsizlik oranı ve yüzde 5'lik ücret artışıyla, bir ekonomistin dünyayı resesyona gireceğine ikna etmesi zor" diye konuşan Moynihan, Fed'den yıl sonundan önce 50 baz puanlık bir indirim daha beklediğini ve ardından 2025 yılı boyunca eşit olarak yayılmış 25 baz puanlık dört indirim daha yaparak nihai oranı yüzde 3,25'e getireceğini savundu. Böyle bir senaryoda enflasyonun 2025 ve 2026 yıllarında yüzde 2,3'e gerileyeceğini tahmin eden Moyrihan, tehlikenin "çok hızlı ya da çok yavaş gitmeleri olduğunu ve bu riskin şu anda altı ay öncesine göre daha yüksek olduğunu" vurguladı.

"ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankasının yıllık toplantıları kapsamında düzenlediği basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. Rusya'nın yaptırımlardan kaçınmasına yönelik önlemler almaya devam ettiklerini belirten Yellen, gelecek hafta içinde Rusya'ya askeri açıdan kritik girdiler sağlayan üçüncü ülkelerdeki aracılar da dahil olmak üzere Rusya'yı hedef alan "güçlü yeni yaptırımlar" açıklayacaklarını söyledi. Yellen, ABD'nin Orta Doğu'daki çatışmalara yanıt olarak da elindeki tüm araçları kullandığını aktararak, bu ayın başlarında İran'ın İsrail'e yönelik saldırısına cevaben İran üzerindeki baskıyı artırmak için ilave adımlar attıklarını ve yaptırımları İran'ın enerji sektöründen elde ettiği gelirleri hedef alacak şekilde genişlettiklerini anımsattı.

"ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ve Uluslararası Para Fonu baş ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas Salı günü yaptıkları açıklamada, Çin'in son teşvik tedbirlerinin iç talebi anlamlı bir şekilde artırmayacağını ve önemli bir ticari sürtüşme kaynağını olduğu gibi bırakacağını söyledi. Yellen ve Gourinchas ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda, Çin merkez bankası ve maliye bakanlığından şu ana kadar fazla üretimi absorbe edecek ve büyümeyi artıracak kadar talebi artıracak herhangi bir açıklama görmediklerini söyledi. Washington'daki Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası yıllık toplantılarının başlangıcında düzenlenen basın toplantısında konuşan Yellen, "Bizim görüşümüze göre Çin'de tüketici harcamalarının GSYH içindeki payının artırılması ve emlak sektöründeki sorunların çözümüne yönelik tedbirler gerçekten çok önemli" dedi. Gourinchas da IMF'nin son tahminlerine ilişkin düzenlediği basın toplantısında, Çin'in mali teşvik önlemlerinin ayrıntıdan yoksun olduğunu ve bu nedenle IMF'nin Çin büyüme görünümüne dahil edilmediğini ve bu görünümün onda iki puanlık bir düşüşle yüzde 4,8'e indirildiğini söyledi.

"21st Century Business Herald'ın haberine göre, bir Çin politika düşünce kuruluşu olan Finans ve Bankacılık Enstitüsü, Çin'in bir borsa istikrar fonu kurmak için 2 trilyon yuan (280 milyar dolar) tutarında özel hazine bonosu ihraç etmesi çağrısında bulundu. Çin Sosyal Bilimler Akademisi'ne (CASS) bağlı faaliyet gösteren Finans ve Bankacılık Enstitüsü'nün önerisine göre, böyle bir fon, blue-chips ve borsa yatırım fonları (ETF'ler) alıp satarak piyasayı istikrarlı hale getirebilir. Öneri, enstitünün Çin ekonomisine ilişkin üç aylık raporunun bir parçası. Geçtiğimiz ay bir borsa istikrar fonu kurulup kurulmayacağı sorulduğunda, Çin Merkez Bankası Başkanı Pan Gongsheng gazetecilere öneriyle ilgili bir çalışma yürütüldüğünü söylemişti.

"Güney Kore'nin tüketici güveni, enflasyonun azalması ve faiz indirimi umutlarının iç talebi artırabileceği beklentisiyle Ekim ayında toparlandı. Güney Kore Merkez Bankası (BoK) tarafından düzenlenen anket sonuçlarına göre, tüketici güveni endeksi bu ay bir önceki ay gördüğü 100 puan seviyesinden yükselerek 101,7'ye geldi. Endekste 100'ün üzerindeki bir okuma, iyimserlerin kötümserlerden daha fazla olduğu anlamına geliyor.

"Uluslararası Para Fonu (IMF), Japonya'daki enflasyonun sürdürülebilirliğine daha fazla güveniyor ve Japonya Merkez Bankası'nın (BOJ) önümüzdeki yıllarda faiz oranlarını kademeli olarak artırma yolunda ilerlemesini bekliyor. Fon'un Japonya misyon şefi Nada Choueiri, "Tüketim göstergelerinin artmaya başladığını ve çalışanların planlanan kazançlarının artmaya başladığını gördük ve bu ekonomide olumlu bir fiyat-ücret döngüsünün işlediğinin bir göstergesidir" dedi. IMF, nominal nötr faiz oranını ekonomistlerin yüzde 1'lik tahmininden daha yüksek, yaklaşık yüzde 1,5 olarak tahmin ediyor. Fon bu seviyeye 2026 yılı sonunda ulaşılacağını öngörüyor. Ayrıca bankayı ihtiyatlı bir yaklaşım sergilemeye çağırdı. Choueiri, "Riskler nedeniyle kademeli ve ihtiyatlı ilerlemek gerekiyor. Yukarı ve aşağı yönlü olmak üzere her iki tarafta da risklerimiz var ve yüksek bir belirsizliğe sahibiz. Sadece iç, yerel ekonomik durumdan değil, aynı zamanda küresel ekonomiden de kaynaklanıyor" dedi.

"İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey, İngiltere Merkez Bankası'nın bankacılık sistemine kıyasla daha az şeffaf olan bankacılık dışı sistemdeki gelişmeleri takip etme yöntemlerini iyileştirmesi gerektiğini söyledi. "Kural koymaktan gözetime dönmemiz gereken bir noktaya ulaşacağız ve ulaşıyoruz" diye konuşan Bailey, düzenleyicilerin bankacılık dışı sistemdeki finansal işlemleri takip etme yöntemlerini iyileştirmeleri gerektiğini savundu. Bailey ayrıca düzenleyicilerin banka dışı kuruluşlara acil likidite sağlama yöntemlerini geliştirmeleri gerektiğini belirterek şunları söyledi: "Banka dışı kuruluşların likidite için merkez bankasına gelmeye hakları yok, ancak bunu sağlamamız gereken zamanlar oluyor ve sanırım bunu daha sistematik bir temelde sağlamamız gerektiğini öğrendik."

"İngiltere'de insan kaynakları veri şirketi Brightmine tarafından yapılan bir anket, işgücü piyasasının yumuşamakta olduğuna dair işaretleri artırdı. Ankete göre, İngiliz işverenlerin ücret artışları Eylül ayına kadar olan üç aylık dönemde durgunlaştı ve firmalar önümüzdeki 12 ay boyunca ortalama ücret artışlarının azalmasını bekliyor. Brightmine yaptığı açıklamada, önümüzdeki yıl beklenen medyan ücret artışının yüzde 3 olduğunu, 2023'ün aynı döneminde yüzde 6 olan ücret artışının enflasyondaki keskin düşüşü yansıttığını belirtti. Eylül ayına kadarki üç aylık dönemde ücret artışlarının yüzde 4'te kaldığını, bunun Ağustos ayına kadarki üç aylık dönemle aynı olduğunu, ancak ikinci çeyrekteki yüzde 4,8'lik artıştan daha düşük olduğunu söyledi.

"Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi üyesi ve Finlandiya MB Başkanı Olli Rehn, ECB'nin parasal genişlemesinin boyutunun ve sıklığının, politika duruşunu değerlendirmek üzere her toplandıklarında yetkililerin gelişmelere bakışına bağlı olacağını söyledi. Rehn, Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nde yaptığı konuşmada, “Faiz değişikliklerinin yönü belli. Faiz indirimlerinin hızı ve kapsamı her toplantıdaki genel değerlendirmemize bağlı olacaktır" dedi. Euro bölgesi ekonomisinde yumuşak inişin 'makul bir senaryo' olmaya devam ettiğini söyleyen Rehn, "Öte yandan, büyüme yavaş seyrediyor. Büyüme görünümü son aylarda oldukça net bir şekilde zayıfladı ve bu da enflasyon üzerinde aşağı yönlü baskı yaratabilir. Politika yapıcılar artık enflasyonun ECB'nin yüzde 2'lik fiyat istikrarı hedefine sürdürülebilir bir şekilde yaklaştığından daha eminler" diye konuştu.

"Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi üyesi ve Portekiz MB Başkanı Mario Centeno, gelen bilgilerin ECB'nin faiz oranı hamlelerinin boyutunu belirleyeceğini söyledi. Centeno, Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nün bir etkinliğinde yaptığı konuşmanın ardından soru-cevap bölümünde şunları söyledi: "İndirim, eğer 25 baz puan ya da bir noktada 50 olacaksa, bunu bize veriler söyleyecek. Veriler bize bunu söylerse Yönetim Konseyi'nin daha hızlı bir yörüngeyi dikkate almayacağını düşünmüyorum" ECB'nin verilere bağımlılık ve toplantıdan toplantıya karar alma ilkelerine tabi olarak çalıştığını söyledi.

"Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi üyesi ve Fransa MB Başkanı François Villeroy de Galhau, ECB'nin para politikasının bugün itibariyle eğrinin gerisinde olmadığını, ancak enflasyon hedefini aşma ve aşmama risklerinin eşit olduğunu söyledi. Villeroy, New York Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşmada, 'enflasyonda kalıcılığın artık tek ve baskın risk olmadığını', bunun yerine 'özellikle büyümenin vasatın altında kalması halinde enflasyonun hedefin altında kalması riskinin de eşit olduğunu' söyledi. Piyasa beklentileri Euro bölgesi enflasyonunun 2025'te yüzde 2'nin altında olacağına işaret ederken, son veriler yılın başlarında enflasyonun yüzde 2'ye ulaştığını ve bunun ECB'nin en son makroekonomik projeksiyonlarının aksine olduğunu söyledi.

"Avrupa Merkez Bankası (ECB) politika yapıcıları, bu hafta yarım düzine kaynakla yapılan görüşmelere göre, yıllardır süren ekonomik kısıtlamalara son vererek ekonomiyi canlandırmaya başlamak için faiz oranlarının yeterince düşürülmesi gerekip gerekmediğini tartışmaya başladı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) bu yıl faiz oranlarını hızla düşürdü ancak politika yapıcılar şimdiye kadar hedefin, merkez bankasının enflasyonu istikrarlı tutacağı umuduyla büyümeyi ne yavaşlattığı ne de teşvik ettiği nötr bir ortam olduğunu söyledi. İsimlerinin açıklanmaması koşuluyla konuşan kaynaklar, herhangi bir fikir birliğinin henüz çok uzakta olduğunu vurgularken, bunun politika oluşturma tartışmalarında önemli bir değişime işaret ettiğini ve sonuçta bankaların faiz oranlarını şu anda beklenenden daha erken ve daha fazla düşürmesine yol açabileceğini belirtti.

"Goldman Sachs, petrol fiyatlarının 2025 yılında ılımlı bir ham petrol fazlası ve büyük üreticiler arasındaki yedek kapasiteye bağlı olarak varil başına ortalama 76 dolar olmasını beklediğini ve İran arzındaki potansiyel bir kesintiye ilişkin endişelerin hafiflediğini belirtti. Goldman, "Genel olarak, 70-85 dolar/varil aralığımıza yönelik orta vadeli riskleri hala iki taraflı olarak görüyoruz, ancak yüksek yedek kapasite ve potansiyel olarak daha geniş ticaret tarifelerinden kaynaklanan aşağı yönlü fiyat riskleri yukarı yönlü fiyattan daha ağır bastığı için net olarak aşağı yönlü ılımlı bir şekilde çarpık görüyoruz" dedi. Goldman Sachs, Brent zaman spreadlerinin "fiziksel sıkışıklığı bir miktar düşük fiyatlandırdığını" gördüğü için fiyatların yıl sonuna doğru yükselme olasılığı olduğunu söyledi. Goldman analistleri, "Büyük küresel yedek kapasiteye ve şu ana kadar kesintiye uğramayan İran petrol üretimine rağmen, 2025 arz bolluğunun tamamlanmış bir anlaşma olduğunu düşünmüyoruz" dedi.

"İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, “BRICS gitgide yeni bir küresel kutup, Batı dünya düzenine karşı çıkmak için bir araya gelen bir grup ülke haline gelmektedir” dedi. Mehr'in internet sitesinde yer alan habere göre, ilk kez BRICS’in bir resmi üye olarak bu zirveye katıldıklarına değinen İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, “BRICS üyesi olan ülkeler dünyayı Batı'nın tekelinden kurtarmak için mekanizmalar ve yöntemler geliştiriyor ve düzenliyor” dedi. Irakçi “Bu mekanizmalar hem siyasi hem güvenlik alanında, çoğunlukla da ekonomik ve mali alandadır. Ekonomik alanda BRICS yeni bir kalkınma bankası kurdu” ifadesini kullandı."

 

Hibya Haber Ajansı

Exit mobile version