Ana Sayfa Arama Galeri Video
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

A1 Capital’den dünyadan haberler

İstanbul, 14 Kasım (Hibya) – A1 Capital, dünyada manşet olan haberlere ilişkin değerlendirmeler yaptı.

İstanbul, 14 Kasım (Hibya)

A1 Capital’in değerlendirmesine göre, New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde görülen Rıza Sarraf davasında sanık olarak yargılama süreci devam eden Halkbank, İkinci Bölge Temyiz Mahkemesi’nin 22 Ekim’de, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait bir kamu bankası olduğu gerekçesiyle ABD’de yargılanamayacağıyla ilgili başvurusunu reddetmesi kararına itiraz etti.

Değerlendirmede şu bilgiler aktarıldı:

“VoA Türkçe’den Can Kamiloğlu’nun haberine göre, Halkbank, ABD’deki avukatları aracılığıyla mahkemeye sunduğu dilekçede, savcılık ve mahkeme heyetinin tamamının da katılacağı yeni bir duruşma yapılması ve yeniden yargılanması talebinde bulundu. Halkbank’ın mahkemeye sunduğu 67 sayfadan oluşan son itiraz dilekçesinde, mahkeme heyetinin kararının “açık bir hukuki hata” ve “yürütme organının almış olduğu kararlara aykırı” olduğu savunuldu. Ayrıca, mahkeme heyetinin teamül hukukunu yanlış yorumladığı, alınan bu kararın yürütmenin yetkisine açık bir müdahale olduğu iddia edildi.

“Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Güneydoğu Avrupa’daki en büyük ticaret ortağımız, Romanya ile ticaret hacmimiz 10 milyar doların üzerinde seyrediyor. Yeni hedefimiz 15 milyar dolar.” dedi. Yılmaz, Romanya’nın Ankara Büyükelçisi Stefan Alexandru Tinca’nın ev sahipliğinde bir otelde düzenlenen Romanya Milli Günü resepsiyonuna katıldı. Stratejik ortak ve müttefik Romanya’yla çok iyi seviyedeki ilişkilerin köklü bir tarihe, güçlü insani ve kültürel bağlara dayandığını belirten Yılmaz, bugün de özellikle güvenlik, ekonomi ve kültür dahil olmak üzere pek çok alanda ilişkileri daha da geliştirmek konusunda her iki tarafın güçlü iradesi bulunduğunu vurguladı.

“Kansas City Fed Başkanı Jeff Schmid, devlet borçlarındaki “muazzam” artışın ABD para politikası üzerinde bir etki bırakacağını, ancak daha büyük açıkların uzun vadede enflasyonu artırmasını beklemediğini söyledi. Schmid, birçok kişinin önemli bir ekonomik endişe olarak gördüğü artan ulusal borca değindi. Schmid borcu, önümüzdeki yıllarda para politikası ortamını şekillendireceğine inandığı, işgücü verimliliğindeki büyüme ve yaşlanan nüfus da dahil olmak üzere uzun vadeli birkaç eğilimden biri olarak gösterdi. Schmid, Covid-19 salgınına giden yıllarda, düşük faiz oranları için sıklıkla gösterilen nedenlerden birinin ABD dolarının dünyanın para birimi ve güvenli bir varlık olarak görülmesi olduğunu söyledi. Ancak Schmid, “devlet borcu arzı artarken ve çok hızlı bir şekilde artmaya devam etmesi beklenirken” şimdi bu varlıklara olan talebin soğuduğunu söyledi.

“Louis Fed Başkanı Alberto Musalem, fiyat baskılarının ABD merkez bankasının yüzde 2’lik hedefine doğru yakınsamasına rağmen, son verilerin ilerlemenin yavaşlaması veya tersine dönmesi riskini artırdığını söyledi. Musalem, “Mevcut bilgilere dayanan temel senaryomda, enflasyonun orta vadede yüzde 2’ye doğru yakınsamasını bekliyorum” dedi ve bu durumun Fed’in faiz oranlarını “makul ve sabırlı bir şekilde” düşürmeye devam etmesine izin vereceğini söyledi. Musalem, “son bilgiler bana enflasyonun yüzde 2’ye yakınsamasının durması ya da daha da yükselmesi riskinin arttığını, işgücü piyasasında istenmeyen bir bozulma riskinin ise değişmediğini ya da muhtemelen azaldığını gösteriyor” dedi ve devam eden sağlam büyümeye ve büyük ölçüde sağlıklı bir iş sektörüne işaret ettiğini vurguladı.

“New York Fed’in yayınladığı rapora göre, hane halkı borcu tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşırken, Amerikalılar geçtiğimiz çeyrekte kredi kartları ve diğer kredilerinde biraz daha geride kaldı. Rakamlar, borçluların devam eden yüksek faiz oranları karşısında nasıl ilerlediğine dair karışık bir genel tablo sundu. Ev sahipleri düşük, kilitli aylık ödemelerden faydalanmaya devam ettikçe, ipotek temerrütleri hafifçe arttı ancak yirmi yılın en düşük seviyelerine yakın kaldı. Vadesi 30 günden fazla geçmiş kredi kartı bakiyelerinin payı yüzde 11,1 ile 2012 başından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. İlkbaharda yüzde 3,2 olan toplam borç oranı ise yüzde 3,5’e yükseldi. Mortgage, otomobil, kredi kartı, eğitim ve diğer tüketici borçlarındaki genel büyüme sayesinde ülkenin toplam borç yükü 17,9 trilyon dolarla yeni bir zirveye ulaştı. Artan temerrüt oranlarının daha genç ve muhtemelen daha düşük gelirli borçlularda yoğunlaştığını ve bu kişilerin mortgage yerine kredi kartı borcu ya da araç kredisiyle uğraşma ihtimalinin daha yüksek olduğunu belirtildi.

“ABD federal hükümetinin bütçe açığı, 2025 mali yılının ilk ayı olan ekimde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık 4 katına çıkarak 257 milyar dolara yükseldi. ABD Hazine Bakanlığı, ekim ayına ilişkin bütçe dengesi raporunu yayımladı. Buna göre, 1 Ekim 2024’te başlayan ve 30 Eylül 2025’te sona erecek 2025 mali yılının ilk ayında federal hükümetin bütçe açığı yaklaşık 257 milyar dolar olarak hesaplandı. Federal hükümet, 2024 mali yılının aynı ayında yaklaşık 67 milyar dolarlık bütçe açığı vermişti. Böylece bütçe açığı, ekimde geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 287’ye yakın arttı. Bu dönemde bütçe dengesine ilişkin piyasa beklentisi, bütçenin 226,4 milyar dolarlık açık vermesi yönündeydi.

“Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Donald Trump’ın ABD’nin 47. Başkanı seçilmesinin ardından değişebilecek jeopoilitik gerçeklere karşı Avrupa’nın hazırlıklı olması ve savunma politikasını güçlendirmesi gerektiğini ifade etti. Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Genel Kurulu’nda, ABD’de yapılan başkanlık seçimi sonuçlarının AB-ABD ilişkilerine etkisi konulu oturum yapıldı. Borrell, “Başkan Trump’ın ne gibi adımlar atacağı konusunda spekülasyon yapamam. Söyleyebileceğim tek şey, olabileceklere karşı hazırlıklı olmamız, sakin ve tetikte olmamız gerektiğidir. Arabanın farlarına yakalanmış bir geyik gibi felç olmuş izlenimi vermemeliyiz.” diye konuştu.

“Almanya, devlet tarafından işletilen gaz ithalat terminallerini, planlanan bir sevkiyattan haberdar edilmesinin ardından, Rusya’dan gelecek sıvılaştırılmış doğal gaz kargolarını reddetmeleri konusunda uyardı. Financial Times tarafından görülen 6 Kasım tarihli bir mektupta, Almanya Ekonomi Bakanlığı, Deutsche Energy Terminal’e, şirketin Brunsbüttel’deki ithalat tesisinin Pazar günü bir Rus kargosu alacağını Berlin’e bildirmesinin ardından “herhangi bir Rus LNG teslimatını kabul etmemesi talimatını” veriyor. Bakanlık, emrin ülkenin “öncelikli kamu çıkarlarını” korumak için verildiğini söyledi ve operatöre “bir sonraki duyuruya kadar Rusya’dan LNG teslimatlarını reddetme” çağrısında bulundu.

“BOJ/Uchida, “Banka olmayan finansal kuruluşların varlığının giderek artması dikkate değer, çünkü global aracılık faaliyetlerinin neredeyse yarısını gerçekleştiriyorlar. Banka olmayan finansal kuruluşlar ile bankacılık sektörü arasındaki ilişkiler derinleştiği için, banka olmayan sektördeki bozulma piyasalar üzerinden tüm finansal sisteme yayılabilir. Finans kuruluşları ve yetkililer, dijitalizasyon ve bilişim teknolojisindeki ilerlemeler nedeniyle ani mevduat çıkışlarına hazır olmalı” dedi.

“Alman hükümetine ekonomik danışmanlık yapan Ekonomi Bilirkişi Kurulu (SVR), ülke ekonomisine ilişkin bu yıl ve 2025 büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etti. Raporda, Alman sanayi sektörünün küresel ekonomiden ayrışmasının Almanya’daki zayıflığın sadece konjonktürel olmadığını gösterdiği ifade edilerek, “Aynı zamanda, küresel ekonomideki toparlanma, ihracatta daha önce olduğu ölçüde bir artışa yol açmıyor.” denildi. Kurul, 2024 yılı için GSYH büyüme tahminini yüzde 0,2’den yüzde eksi 0,1’e revize etti. SVR, ilkbahar tahminlerinde yüzde 0,9 olan 2025 büyüme tahminini ise yüzde 0,4’e düşürdü. SVR, ülkede bu yıl ortalama enflasyonun ise ortalama yüzde 2,2 olacağını tahmin ediyor. Kurul, enflasyonun 2025’te yüzde 2,1’e ineceği tahmininde de bulundu.

“İngiltere Maliye Bakanı Rachel Reeves, emekli maaşlarında on yıllardır görülen en büyük sarsıntı planları kapsamında, 80 milyar sterline (102 milyar dolar) kadar yeni yatırım gücüne sahip bir dizi “mega fon” kurmak istediğini söyledi. Reeves, yaklaşık 60 tanımlanmış katkı emeklilik planını ve 86 Yerel Yönetim Emeklilik Planını daha uygun maliyetli ve iddialı projeleri finanse edebilecek kadar büyük hale getirmek için konsolide edeceğini söyledi. “Geçen ayki bütçe, ekonomik istikrarı yeniden tesis etmek ve kamu hizmetlerimizi daha sağlam bir zemine oturtmak için temelleri sağlamlaştırdı. Şimdi büyümeye gidiyoruz” dedi. Reeves yaptığı açıklamada, “Bu, iş dünyası ve altyapıya on milyarlarca poundluk yatırımın önünü açacak, insanların emeklilik tasarruflarını artıracak ve ekonomik büyümeyi destekleyecek, böylece Britanya’nın her kesimini daha iyi bir duruma getirebileceğimiz, on yıllardır emeklilik piyasasında yapılan en büyük reformlarla başlıyor” diye konuştu.

“İngiltere’de konut fiyatları Ekim ayında iki yıldan uzun bir sürenin en hızlı artışını gösterdi. Royal Institution of Chartered Surveyors (RICS), tarafından yapılan ankette konut fiyatları dengesi Eylül ayındaki +11 seviyesinden +16’ya yükseldi ve eski Başbakan Liz Truss’un ekonomik planlarının mortgage piyasalarını altüst ettiği Eylül 2022’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. RICS piyasa analizi başkanı Tarrant Parsons, “Bütçeyi takiben tahvil getirilerindeki artış ve son birkaç hafta içinde faiz oranı beklentilerindeki genel artış, piyasanın kısa vadede mücadele etmesi için muhtemelen bir rüzgar oluşturacaktır” dedi.

“Fitch Ratings, Liberal Demokrat Parti’den (LDP) Shigeru Ishiba’nın bir azınlık hükümetinin başında yeniden Japonya başbakanı olarak seçilmesinin ülkenin siyasi dinamiklerinde önemli değişikliklere işaret ettiğini söyledi. “Temel varsayımımız, son yıllardaki olumlu eğilimler bağlamında Japonya’nın kredi ölçütlerinin önemli ölçüde etkilenmeyeceği, ancak daha gevşek mali politikanın zaman içinde ülke notu için risk oluşturabileceği yönündedir” ifadelerini kullanın Fitch, “Temel görüşümüz, yeni siyasi dengenin Japonya’nın mali yaklaşımında sadece marjinal değişikliklere yol açacağı, hükümetin hala kademeli mali konsolidasyon izleyeceği ve para politikasının normalleştiği bir dönemde tahvil piyasasında oynaklığa neden olabilecek büyük politika değişikliklerine karşı temkinli olacağı yönündedir” dedi.

“Basında yer alan haberlere göre Japon hükümeti, düşük gelirli hanelere yardım etmek ve artan fiyatları dengelemek amacıyla bir teşvik paketini finanse etmek için yaklaşık 13,5 trilyon yenlik (87 milyar USD) bir ek bütçe hazırlıyor. Sankei gazetesinin bildirdiğine göre, plan kapsamında hükümet, konut vergisinden muaf olan düşük gelirli hanelere 30.000 yen (193 USD) ve aileleri olan hanelere çocuk başına 20.000 yen sağlayacak. Reuters’ın haberine göre de, yüksek yakıt maliyetlerine yanıt vermek amacıyla Ocak ayından itibaren üç ay süreyle elektrik ve gaz fiyatlarına yönelik sübvansiyonları yeniden başlatılması da değerlendiriyor. Sübvansiyonlar geçen ayın sonlarında durdurulmuştu. Kaynaklara göre Başbakan Shigeru Ishiba teşvik paketine 22 Kasım’da son şeklini vermeyi planlıyor.

“Avustralya merkez bankası başkanı, para politikasının kısıtlayıcı olduğunu ve politika yapıcılar enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde hedef bandına geri döndüğünden emin olana kadar kısıtlayıcı kalacağını söyledi. Avustralya Merkez Bankası (RBA) Başkanı Michele Bullock, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın planladığı politikaların şu anda enflasyon üzerinde etkisi olmayacağını belirtti.

“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, petrol piyasalarındaki gelişmeleri ele aldı. Kremlin’den yapılan açıklamaya göre, Putin ve Bin Selman telefonda görüştü. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı petrol üreticisi ülkelerden oluşan OPEC+ grubu nezdinde yürütülen işbirliğinin istişare edildiği görüşmede, söz konusu işbirliğinin, gönüllü petrol arzı kısıntılarının da katkısıyla enerji piyasalarında istikrar sağladığı vurgulandı. Görüşmede, Kazan’da düzenlenen BRICS Liderler Zirvesi ele alınırken, Filistin’deki durumun da istişare edildiği belirtildi.

“ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) ABD ve küresel petrol üretim tahminlerini hafifçe yükseltti. EIA yayınladığı “Kısa Dönem Enerji Görünümü” raporunda, ABD petrol üretiminin bu yıl günlük ortalama 13,23 milyon varil olmasının beklendiğini ve bunun geçen yılki rekor olan 12,93 milyon bpd’den yaklaşık 300.000 varil/gün daha yüksek olduğunu söyledi. Kuruluş, daha önce ABD petrol üretiminin bu yıl ortalama 13,22 milyon varil/gün olacağını tahmin etmişti. EIA, yayınladığı raporda ABD petrol üretiminin gelecek yıl 13,53 milyon varil/gün’e çıkacağını ve Ekim ayında yapılan 13,54 milyon varil/gün’lük tahmine göre hafif bir düşüş olacağını söyledi. Kuruluş, 2024 yılı için küresel petrol üretimi tahminini 102,5 milyon varil/gün’den 102,6 milyon varil/gün’e yükseltti. Gelecek yıl için ise daha önce 104,5 milyon varil/gün olan dünya üretiminin 104,7 milyon varil/gün olmasını bekliyor.

“IMF tarafından yapılan bir araştırmaya göre, sınır ötesi zorluklar 1990’lardan bu yana ilerleme kaydeden Avrupalılar ve Amerikalıların üretimleri arasındaki uçurumu genişletiyor. IMF’nin araştırmasına göre, Avrupa Birliği’nin satın alma gücü paritesiyle ölçülen kişi başına GSYH’si şu anda ABD’nin yüzde 72’si civarında. IMF’nin Avrupa departmanı başkanı Alfred Kammer, “Bu farkın yüzde yetmişi daha düşük verimlilik artışıyla açıklanıyor” dedi. Avrupa’daki verimliliğin ABD’dekinden daha yavaş arttığını, çünkü iki pazarın büyüklükleri karşılaştırılabilir olsa da Avrupa pazarının oldukça parçalı olduğunu ve AB’nin 27 ülkesi arasında ABD’de olmayan ticaret engelleri bulunduğunu belirten Kammer, “Bu nedenle firmalar daha büyük olan Avrupa pazarı yerine ulusal pazarları hedefliyorlar. Aslında bu büyük pazara sahip olmanın ölçeğini keşfetmiyorlar ve ölçek önemlidir” değerlendirmesini yaptı.

Hibya Haber Ajansı